skip to main |
skip to sidebar
Bir izahı olmalı...
Gönderen
ASİYE
zaman:
08:38
Fehmi KORU
fkoru@stargazete.com
Eh, hadi, nurtopu gibi bir ‘yeni stratejimiz’ var. Tanzimat’ın ilânından sonra çığırtkanlar “Müjdemizi isteriz, bundan böyle ‘gâvura’ asla ‘gâvur’ denilmeyecek” diye bağırmışlar ya; biz de yeni stratejiyi “Bundan böyle ‘Kürt sorunu’ için ‘Kürt sorunu’ denilmeyecek...” diye özetleyebiliriz.
Kimi kaynağa göre bir hükümet yetkilisi, kimine göre de bir üst düzey bürokrat anlatmış gazetecilere ‘yeni strateji’yi; “Konuşulacaksa BDP ile konuşulacak, İmralı ve Kandil’le görüşülmeyecek; terörle de sonuna kadar mücadele edilecek” demiş...
‘Oslo süreci’ hiç olmamış sayılıyormuş... İmralı’yla asla görüşülmeyecekmiş... Bu önemli açıklamayı dinleyen gazeteciler “Politika Barzani’yle yakın temas halinde yürütülecek” ayrıntısını da sunuyorlar...
Devlet
adına hükümetlerin politika belirleme, strateji çizme hakkı vardır
elbette; bunu yaparken bürokrasiyi de dirsek teması halinde tuttukları
olur. Bu ‘yeni strateji’ de Ak Parti hükümeti tarafından ‘güvenlik’ bürokrasisiyle birlikte belirlenmişe benziyor. Öyle olmasa bile, bütün hükümetleri ‘güvenlik politikaları’ eksenine demir atmış halde tutmayı başarmış olan bürokrasi, hükümetin bu ‘yeni’ politikasından kuşkusuz memnun kalmıştır.
Ben de memnun olmaya hazırım da kafamın basmadığı bir iki nokta var...
İlki şu: ‘Yeni’ diye takdim edilen ‘strateji’ yeni değil bir kere; Turgut Özal’ı yitirdiğimiz 1993 yılından itibaren gelmiş geçmiş bütün hükümetler soruna ‘terörle mücadele’ boyutundan
bakıp silâhla çözülmesi yönünde tavır aldılar. Son beş yıldır adım adım
çözüme dönük politikaları devreye sokan Ak Parti açısından, şimdi ‘yeni’ diye sunulan politik çizgi, eskiye dönüşü temsil ediyor...
Ayrıca ‘silâha silâhla mukabele’ diye özetlenebilecek bu politikaya ‘strateji’ demek de mümkün değil.
En önemli nokta ise, son bir ayın neredeyse bütününü işgal eden ‘MİT’ merkezli tartışmayı anlamsız kılması, bu politikanın... MİT Müsteşarı Hakan Fidan neyle
suçlanıyordu? Hükümet kendisini saldırılar karşısında neden korudu,
niçin feda etmedi? Bu sorulara verdiğimiz cevapların hepsi ‘yeni’ diye önümüze getirilen politikayla birlikte geçersiz kalıyor.
Hakan Fidan’a sahip çıkılmasını devletin kendisine çizdiği yol haritasını izlemesine bağlamıştık; hükümet bu ‘yeni strateji’ ile o politikanın yanlış veya uygulanamaz olduğunu kabul edince, kurulan bağlantı resmen havada kalıyor.
Tabii ‘açılım’ adıyla sürdürülen çizgiye “Elveda” denmeye karar verildiğine göre, son zamanlarda adlı adınca ‘Kürt sorunu’ denmeye başlanan sorun da, söylem temelinde, yeniden ‘terör sorunu’ haline dönüşüyor demektir.
Yeniden eskiye dönüş ‘açılım’ süreci
gereği bugüne kadar gerçekleştirilmiş farklı uygulamalardan vazgeçmeyi
de getirecek mi, yoksa o kadar eskiye dönülmeyecek mi? ‘Açılım’ ile ilintili yeni bazı yasal değişiklikler beklentisi vardı, onlar ne olacak?
Üzerinde
imal-i fikr ettikçe içinden çıkılması hiç de kolay olmayan bir girdabın
içine düştüğümü hissediyorum. Yeni politikaya Ak Parti’den
hoşlanmayanların sevinip Ak Parti’yi önemseyen ve başarılı olmasını
isteyenlerin yadırgaması ise işin cabası...
haberin orijinali için tıklayın.
0 yorum: